Kütahya Haber Sitesi

Eğitim, Sağlık, Ekonomi, Teknoloji Haber Sitesi

Van’da kayyım protestolarına polis engeli: ‘Belediye hep bizim olacak’

Van Büyükşehir Belediyesi'ne kayyım atanmasını protesto için DEM Parti Eş Genel Başkanları'nın katıldığı yürüyüşe polis engel oldu. Tuncer Bakırhan, "Merak etmeyin, o belediye hep bizim olacak" dedi.

Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasının ardından başlayan protestolar ikinci gününde devam ediyor.

Protestolar kapsamında, saat 14.00’de Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan Van Mall AVM önünde bir basın açıklaması yapılmak istendi.

Aralarında DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan, DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, yerine kayyım atanan belediye eş başkanları, bölge milletvekillerinin de bulunduğu çok sayıda kişi, DBP Van İl Örgütü önünden, açıklamanın yapılacağı yere doğru yürüyüşe geçti.

Yerine kayyım atanan Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Neslihan Şedal, yürüyüşe baston kullanarak katıldı.

‘İŞKENCE ETMEKTEN VAZGEÇİN’

Yürüyüşe geçen kitlenin etrafı yüzlerce polis tarafından çevrilirken yürüyüşe destek vermek isteyenler de gözaltına alındı. Yürüyüşün güzergahındaki tüm yollarla kaldırım arasındaki bağlantı, polis barikatları ile kapatıldı. Bu sırada görüntü almak isteyen basın çalışanları, polis kalkanları ile engellendi.

Yürüyüşe katılmak isteyenlerin gözaltına alınmasına tepki gösteren DEM Parti Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “İnsanların geçmesine izin verin. Dünya kadar insan var karşıda. Neden görüntü alınmasını engelliyorsunuz?” dedi.

Tuncer Bakırhan da polise, “İşkence etmekten vazgeçin” diye tepki gösterdi.

BAKIRHAN: VAN HALKI 14’TE 14 YAPARAK SİZE EN BÜYÜK MESAJI VERDİ

Basın açıklamasında konuşan Tuncer Bakırhan şunları söyledi:

“Fazla söze gerek yok. Alınan önlemlere bakılırsa bu ülkede demokrasi var der misiniz? Van bu ülkenin bir kentidir der misiniz? Bu bir işgal değil de nedir? B, sömürge hukuku değil de nedir? Gençlerin gözümüzün önünde gözaltına alındığı, Van halkıyla aramıza bariyer koyan bu aklı kınıyorum. Bu akıl 100 yıldır bu topraklarda hüküm sürüyor. Eğer 100 yıldır uyguladığınız inkarcı politikalar Bekir Kaya, Nazmi Gür, Abdullah Zeydan, Neslihan Eş Başkanımız olur muydu? Bu tekçi politikalardan vazgeçin. Van halkı 14’te 14 yaparak size en büyük mesajı verdi. Van halkı ‘Bekir Kaya’yı alırsınız, belediyeyi gasp edersiniz ama ben de size sandıkta hesabı 14-0’la sorarım’ dedi. Siz buradan ders çıkarmak yerine sizler kayyım atayarak bu halkı davasından, kimliğinden vazgeçireceğinizi mi düşünüyorsunuz. Yanılırsınız.

Van yenilmez, Van pes etmez, Van gaspçı, hırsız kayyımlara asla onay vermez. Buraya yığdığınız kolluk, kayyım geçicidir. Ama bin yıllardır burada yaşayan Van halkı kalıcıdır. Sizler gideceksiniz, Van halkının onurlu idaresi burada mutlaka tekrar iktidar olacaktır. Zülüm yaparak vazgeçireceğinizi düşünüyorsanız yanılırsınız. 14-0, bizim için bir künye, sizin de alnınıza yazılmış kara bir lekedir. Utanır mısınız, onu bilmem. Siz ‘Kürtler belediye alamaz’ mı diyorsunuz? Gecenin 2’sinde, 3’ünde yabancı bir yeri işgal ediyormuş gibi gazlarla coplarla bizi vazgeçiremezsiniz. Eş başkanımızın gözünü morartabilirsiniz ama direncini, onurunu asla. Bu morarmış göz sizin için büyük bir kötülük, bizim için onurdur. Halkımız için dövülürüz de, hapis de yatarız ama asla pes etmeyiz. Bu onurlu davanın demokratik bir barışla sonuçlanması için mücadele etmeye devam edeceğiz. Yargı kumpasıyla bizi vazgeçireceğinizi mi sanıyorsunuz?

Sayın Öcalan ısrarla 26 yıldır çatışma ve şiddet zemininden siyasal zemine geçmek için didiniyor. Yakında da bir yol haritası açıklayacak. Şimdi siz ne yapıyorsunuz? Siz bu irade gaspıyla nasıl çözeceksiniz, bu Kürt düşmanlığıyla nasıl barışa ulaşacaksınız? Yok öyle yapma, Van sizi kabul etmez, Van bu kötülüğü unutmaz. Aklınızı başınıza toplayın, insan olun, mert olun. Barış mı istyorsunuz, Kürt düşmanlığı mı yapacaksınız, açık söyleyin bilelim. Bu el barış istiyor, Kürt halkı kendi iradesini seçsin. Bu el diyor ki sorunları müzakereyle, diyalogla çözelim. Siz ne diyorsunuz? Kayyım atayarak, tutuklayarak, muhalifleri, Kürtleri terbiye ederek mi çözeceksiniz? Ayıpsınız. Türkiye’nin kurtuluşu kayyımda, irade gaspında değil. Türkiye’nin geleceği halkların kardeşçe yaşamasındadır.

Değerli halkımız, merak etmeyin. O belediye hep bizim olacak. O kayyım gidecek, hırsızlık yapanlar gidecek. Yargıya talimat verenler gidecek. Türkiye Cumhuriyeti’nin onurlu halkları adil bir şekilde bu ülkeyi yönetecek. Ayıptır. Kime diyorum ayıptır, kim utacak? Utanmaz herifler. Karar verin, demokratik çözüm mü, müzakere mi, diyalog mu, Kürt düşmanlığı mı?”