Dijital yorgunluk sadece gözleri değil, tüm vücut sistemlerini etkiliyor

Tarık Mecit: Dijital Yorgunluk Gözlerin Yanı Sıra Hormon Dengesi ve Bağışıklık Sistemi Üzerinde de Etkili

Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Tarık Mecit, dijital yorgunluğun yalnızca gözler değil, hormon dengesi, uyku düzenleyici mekanizmalar ve bağışıklık sistemi üzerinde de olumsuz etkiler yarattığını belirtti.

Üniversiteden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Mecit, özellikle gençlerde daha yaygın görülmeye başlanan dijital yorgunluğun, modern çağın giderek artan bir sağlık sorunu haline geldiğini aktardı.

Mecit, dijital yorgunluğun sadece gözleri etkilemediğini, dikkat sistemleri, hormon dengesi, uykuyu düzenleyen mekanizmalar ve bağışıklık sistemi üzerinde de yıkıcı olumsuz etkiler yarattığını aktardı.

Telefonlar, bilgisayarlar ve çoklu dijital cihazların, beynin karar alma ve dikkat gibi üst düzey işlevlerinden sorumlu prefrontal korteks bölgesini sürekli uyardığını kaydeden Mecit, “Bu yoğunluk, zamanla bilişsel kaynakların tükenmesine yol açıyor. Karar almayı etkileyecek düzeyde bir mental yorgunluk, dikkat dağınıklığı ve zihinsel bulanıklık gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor.” ifadelerini kullandı.

Mecit, beynin hala gelişme sürecinde olduğu ergenlik döneminde uzun süreli ekran maruziyetinin çok daha ciddi ve kalıcı problemlere neden olabileceğine işaret ederek, “Bu yaş grubunda ekran süresinin fazlalığı, nöroplastisiteyi olumsuz etkileyerek beyaz madde bütünlüğünde bozulmalara ve dikkat eksikliği belirtilerine neden olabiliyor. Sosyal medya ve oyunlar, ödül-ceza sisteminde denge korunmazsa öğrenmeyi yüzeyselleştirerek kalıcı belleğin körelmesine yol açıyor.” değerlendirmesini yaptı.

Uzun süreli ekran kullanımının göz kuruluğu, bulanık görme ve çeşitli kas spazmlarına yol açabileceğini belirten Mecit, bunun aynı zamanda vestibüler sistemle olan uyumsuzluğun baş ağrısı ve mide bulantısı gibi belirtilerle kendini gösterebileceğini kaydetti.

Mecit, geceleri ekrana bakmanın, gece saatlerinde salgılanan ve yaşlanmadan ruhsal dengeye kadar birçok faktör üzerinde etkisi olan melatonin üretiminin dengesini bozup bir süre sonra da baskılayacağını vurgulayarak, bunun sadece uykuyu geciktirmeyeceğini, aynı zamanda hafıza, duygu düzenleme ve bağışıklık sisteminde de sorunlara yol açabileceğini aktardı.

Dijital yoğunluk nedeniyle vücudun stres düzeyini kontrol altına alan “Hipotalamus-Hipofiz-Adrenal Üçgeni” olarak adlandırılan HPA aksının sürekli uyarıldığına dikkati çeken Mecit, “Kortizol düzeyinin düşmemesi hem uyku problemlerine hem de bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olur. Kronik stres altında hipokampusta hasar oluşabilir, bu da kaygı bozuklukları ve motivasyon düşüklüğüyle sonuçlanır.” ifadelerini kullandı.

“Konsantrasyon ve dikkat zayıflığına neden olabiliyor”

Mecit, dijital cihazların yoğun kullanımının, bireylerde çeşitli fiziksel ve zihinsel sorunlara yol açabileceğine işaret ederek, uzun süre ekran başında kalmanın, konsantrasyon ve dikkat zayıflığına neden olurken, gözlerde batma, kuruluk ve bulanıklık gibi şikayetleri de beraberinde getirebileceğini vurguladı.

Dijital cihazların yoğun kullanımının, uyku düzenini olumsuz etkileyerek uykuya geçmede zorluk ve gece uyanmaları gibi problemler yaratabileceğini aktararak, “Ayrıca sinirlilik, unutkanlık ve motivasyon kaybı gibi ruhsal etkiler görülebilirken, boyun, sırt ve omuz ağrıları gibi kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları da sıkça yaşanır. Tüm bu belirtiler zamanla kişinin sosyal çevresinden uzaklaşmasına ve içe kapanmasına neden olabilir.” değerlendirmesini yaptı.

Mecit, sinir sisteminin sağlıklı işleyişi için düzenli aralıklarla dijital detoks yapılması gerektiğini dile getirerek, nefes ve gevşeme egzersizlerinin zihinsel rahatlama sağladığını, doğada vakit geçirmenin biyolojik saat olan sirkadiyen ritmi dengelediğini anlattı.

Göz sağlığını korumak amacıyla her 20 dakikada bir, 20 saniye süreyle 20 adım uzaklıktaki bir nesneye bakılmasını içeren “20-20-20” kuralının uygulanmasını öneren Mecit, akşam saatlerinde ekran ışığının azaltılmasının ve loş ışık kullanımının uyku kalitesini artırabileceğine işaret etti.

Mecit, sağlıklı bir yaşam için sadece beslenme ve fiziksel aktivitenin yeterli olmadığını belirterek, “Zihinsel detoks da bir sağlık sorumluluğudur. Ekranlara değil, beynimizin ihtiyaçlarına kulak vermeliyiz.” ifadelerini kullandı. (AA)

Related Posts

Uzmanlar uyardı: Aşırı efor çocuklarda kalp hastalıklarını tetikleyebilir

Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Cemşit Karakurt, çocuklarda doğuştan gelen veya sonradan gelişen kalp hastalıklarının spor gibi efor gerektiren aktivitelerde hayati tehlikeye yol açabileceğini belirtti. Prof. Dr. Karakurt, “Yaz okullarına kayıt yaptırmadan önce bir doktor kontrolü, olası risklerin önüne geçebilir” dedi.

Türkiye’nin ilk deri bankası ve doku laboratuvarı Adana’da hizmete açıldı

Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hizmete giren Deri Bankası ve Doku Laboratuvarı, ağır yanık nedeniyle tedavi gören hastaların sağlıklarına kavuşmalarına katkı sağlayacak.

Doğru yastık nasıl seçilir? Uyku pozisyonuna göre altın kurallar

Yanlış yastık seçimi, boyun fıtığından baş ağrısına, uyku bozukluğundan postür problemlerine kadar pek çok sağlık sorununa yol açabiliyor. Doç. Dr. Çiğdem Çınar, uyku pozisyonuna uygun yastık seçimi ve düzenli değişiminin önemine dikkat çekti.

Evli-bekar ayrımına bir tepki daha: ‘Tıp etiği ile uyuşmaz’

Türkiye Psikiyatri Derneği ve Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği kadın doğum randevularında evli-bekar ayrımı yapılmasına tepki gösterdi.

Yaş aldıkça beyin de yaşlanıyor! Bu 5 durumda hemen doktora başvurun

Yaş ilerledikçe artan unutkanlıklar bir süre sonra kişinin yaşamında yol açtığı olumsuz sonuçlarla, hayatın her alanını etkilemeye başlıyor. Uz. Dr. Özden Yener Çakmak, unutkanlığa karşı alınabilecek önlemler hakkında bilgi verdi.

İç Dünyamız Artık Görülüp Ölçülebiliyor!

Zihin, beyin ve bedenin ayrı ayrı değil, bir bütün olarak işlev gördüklerini belirten uzmanlar, aralarındaki uyumun, sağlıklı bir yaşamın temeli olduğunu ifade ediyor.